İçinde bulunduğumuz dönemlerde; pazarlama anlayışı sürekli kendini yenilemek durumunda. Değişen ve gelişen mecralar, tüketici tercihleri, yeni sanat ve moda algısı gibi öğeler pazarlama sektörünü bu kabuk değişimini gerçekleştirmesi için zorluyor. Gördüğümüz kadarıyla da özellikle mobil pazarlama alanında bir yükseliş söz konusu.

Mobil pazarlama alanında araştırma yapan şirketler; gelecekte de bu durumun süreceğini ön görüyorlar. Hatta Juniper Research firmasının yapmış olduğu araştırmaya göre ⁽¹⁾; şu an 2.4 milyar dolar olan mobil reklam gelirlerinin; 2015 yılında 3 kat, 2017 yılında ise 4.5 kat büyüyerek 10.4 milyar dolar seviyesine geleceği öngörülüyor.

Gelecek yıllarda mobil reklamların bu denli katlanarak gelir getirmesinin sebebini,  şahsen yeni jenerasyon olarak görüyorum. Şöyle düşünelim; benim de içinde bulunduğum Y jenerasyonu ⁽²⁾, teknolojik gelişmelerden haberdar ve geleneksel pazarlama yöntemlerine alışkın olarak yetiştiler. 1977-1994 yılları arasında doğan çocukların dahil edildiği bu jenearasyon grubu; her ne kadar teknoloji bilgisi yüksek gözükse de çocukken bu bilgiyi pratikte görebilecekleri bir ortamda değildiler. 70’li ve 80’li yılların filmlerindeki, çizgi romanlarındaki o süper teknolojik cihazlar; ancak içinde bulunduğumuz yıllarda hayat bulabildi. Dokunmatik ekranlar, sesle yönetilen makineler, robotlar vs. Bu da Y jenerasyonunun teknolojiye meraklı ama ona çocukken ulaşamadığı bir durumu ortaya koydu.

Günümüze geldiğimizde; Z jenerasyonu, bütün bu teknolojinin içerisinde doğdu ve doğmaya devam ediyor.  Dolayısıyla Y jenerasyonunun 20’li yaşlarda tanışabildiği mobil cihazlarla, çok daha erken yaşlarda aşina oluyorlar. Yani mobil reklam gelirlerinin artmasında; teknolojinin gelişip yaygınlaşması kadar, bu teknolojiyi kullanan nüfusun da artmasının rolü büyük. Ayrıca Y jenerasyonunun aksine; Z jenerasyonu ailelerin satın alma tercihlerinde çok daha etkin bir role sahip.

Bu fikrimi bir araştırma ile desteklemek istiyorum. Hipcricket’in yaptığı ‘‘2012 Mobile Advertising Survey’’ adlı araştırmada ⁽³⁾ , 25-34 yaşları arasındaki katılımcıların (Y jenerasyonu); mobil reklamlar ile en çok etkileşime geçen ve ilgilenen yaş grubu olduğu gözüküyor. Yine aynı araştırmada büyük çoğunluk, favori markalarından mesaj gelirse ilgileneceğini ama  maalesef favori markalarından mesaj alamadıklarını söylüyorlar. Yani mobil reklamlarda marka sadakati gibi önemli bir vurgunun; pazarlamacılar tarafından göz ardı edildiğini görüyoruz.

Türkiye’deki genç nüfusu inceleyecek olursak; Süleyman Demirel Üniversitesi’nin, İİBF Dergisi’nde yayınlanan ‘‘Tüketicilerin Mobil Pazarlama Faaliyetlerini Benimsemesi: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma’’⁽⁴⁾ adlı makaleden faydalanabiliriz. Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan araştırmada; öğrencilerin büyük çoğunluğunun mesajları okumadan sildiğini görüyoruz. %30 civarında olan bu orana en yakın olan oranı ise ‘‘duruma göre okurum’’ cevabını verenler oluşturuyor. Öğrenciler mesajların güvenilir ve eğlenceli olduğunu ama hep aynı markadan mesaj almayı istemediklerini vurguluyorlar. Araştırmada bir diğer dikkat çekici nokta ise; mobil reklam mesajlarının büyük çoğunluğunun GSM operatörleri tarafından yollanıyor oluşu.

Şu ana kadar bahsettiğim tüm araştırmaları alt alta toplayalım:

  1.  Kristal küreye bakıldığında; gelecekte katlanarak artan mobil reklam gelirleri görülüyor.
  2.  Her yeni jenerasyon, yeni teknolojilere alışkın olarak geliyor.
  3. Satın alma gücüne kavuşan genç nüfus; mobil reklamlar ile daha çok etkileşime geçiyor. Ama favori markalarından mesaj alamadıklarını vurguluyorlar.
  4. Üniversite öğrencilerinin mobil reklamları güvenilir ve eğlenceli buluyor ama devamlı aynı markadan ve sektörden mesaj almak istemiyorlar.

Bütün bu verilerden gördüğüm; genç ve satın alma gücünü elinde bulunduran nüfus ile arkasından gelen daha genç nüfusun, mobil reklamların geleceğinde baş rol oynayacağıdır.  Mobil cihazlarda multimedia ve 3G gibi özellikler, halihazırda mobil reklamcılığın lokomotifi olan SMS ile birlikte standart hale geliyor. Bu sayede gelecek yıllarda, mobil pazarlama alanında çok daha yaratıcı ve farklı teknolojileri destekleyen örnekleri göreceğimize eminim. Geleneksel medyanın da artık mobil cihazlara entegre edilmesinin; önümüzdeki 5-10 yılın pazarlama anlayışını değiştirecek bir unsur olarak düşünülmesi gayet normal.

Tabi ki burada iş yine pazarlamacılara düşüyor. Araştırmalarda görüldüğü üzere; çok ve benzer içerikli mesajlar göndermek tüketici için itici gelebiliyor. Algıyı tetikleyecek, özel, eğlenceli, kısa ve öz mesajların ilgi çektiği açıkça görülüyor. Ayrıca marka sadakatine sahip müşterilerin bu sevgisini ve ilgisini boşa çıkarmamak; firmalar açısından bir kazanç olacaktır.

Referanslar:

⁽¹⁾ http://www.develogger.com/mobil-reklamcilik-2015te-71-milyar-dolar-olabilir.html#more-4764

⁽²⁾ http://www.socialmarketing.org/newsletter/features/generation3.htm

⁽³⁾ http://www.scribd.com/doc/102935238/2012-Hipcricket-Mobile-Advertising-Survey-Research-Brief-VF-UPDATED

⁽⁴⁾  http://sablon.sdu.edu.tr/fakulteler/iibf/dergi/files/2012-1-9.pdf


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.