Zaman nedir? Zaman nedir sorusu felsefi bir sorudur. Tarih boyunca hemen hemen bütün filozoflar, tanrıbilimciler, gökbilimciler bu sorunun cevabını aradı. Her ne kadar başarmam durumunda tarihe çok havalı bir imza atacağımı düşünsem de bu yazıda sizlere zamanın ne olduğu ile ilgili “kesin ve net” tanımsal bir açıklama yapamayacağım.

Çünkü 354-430 seneleri arasında yaşamış olan ünlü filozof ve teolog St. Augustine’in şu sözlerinden daha ileri bir noktaya varabilmiş değiliz:

“Zaman nedir? Kim bu kavramı kolayca ve kısaca açıklayabilir? Kim kendisiyle olan ilişkisini ifade edebildiği ölçüde zamanı bir düşünce sistemiyle kavrayabilir? Hayatımızın günlük akışı içinde zamandan daha iyi bildiğimiz ve tanıdığımız hangi şeyin ismini daha çok zikrederiz? Ondan bahsettiğimiz zaman onu anlıyoruz veya başkasıyla konuşurken ismini duyduğumuzda da anlıyoruz. Peki, öyleyse nedir zaman? Eğer kimse sormazsa biliyorum; fakat bana sorma ihtimali bulunan birine açıklamaya kalktığımda, bilmiyorum.

Birçok bilim adamı zamanın gizemini arttıracak açıklamalar ile dünyanın nefesini kesmekle beraber zamana net bir tanım bulamadı. Örneğin Albert Einstein’ın izafiyet teorisi... Çok yüksek hızlarda zaman gerçekten de çok daha yavaş ilerler. Ancak maalesef Einstein’ın teorisi günlük hayatımızdaki zaman sorunsalına bir cevap bulamıyor, çünkü onun keşfinde tasarladığı hızda hareket etmiyoruz.

Tanımsal karmaşanın dışına küçük bir adım atacak olursak; zaman evrende sahip olduğumuz en değerli ve yegâne kaynaktır. Zaman depolanamaz, saklanamaz, biriktirilemez, satılamaz, satın alınamaz, devredilemez, geri döndürülemez, ileri sarılamaz...

Zaman bazısı için uçup gider, bazen çakılı kalır; çünkü kendine ait bir psikolojisi vardır. Belirlenmiş ya da sevdiğimiz bir faaliyet içerisinde zaman bir anda tükenirken; hoşnut olmadığımız bir faaliyet ya da bomboş bir koltukta oturmak bizim adımıza zamanın adeta durmasına neden olur. Bu hissi biliyorsunuz değil mi?

Peki, zaman yönetilebilir mi?

Dünyadaki bunca hızlı gelişme ve teknolojik ilerlemeye rağmen insanoğlu maalesef zamanı yönetmeyi başaramadı.

Şimdi bir yoklama yapalım, bu yazıyı okuyan kaç kişi hayatında en az bir kez aşağıda yer alan ifadelere yer verdi? Vermeyen var mı diye sorsam bu satırları okurken onaylar şekilde başını sallayanların sayısını daha kolay sayabilirim muhtemelen. Bu ifadeler kimler için doğru?

  1. Gün keşke 48 saat olsaydı, bak o zaman yetişmeyen bir şey oluyor mu?
  2. Yeteri kadar zaman olmadığı için maalesef hiç bir şey yetişmiyor...
  3. O kadar çok iş; bu kadar az zaman varken nasıl başarılı olmamı bekliyorsunuz?

Hayatın hep adil olmadığından dem vururuz. Hayatta kimisi doğuştan şanslıdır, kimisi doğuştan kaybeder, kimisinin şansı çok açıktır, kimini kader ezer... Ancak baktığımızda bunca dramanın içinde çok adil bir kavram vardır; zaman.

Helen Keller’ı tanır mısınız? Ya da Albert Einstein, Michelangelo, Hipokrat, Mustafa Kemal Atatürk’ü? Sizce onlar günü kaç saat yaşıyorlardı?

Dünya üzerinde herkes için gün 24 saat, hafta 168 saat, bir ay 720 saat ve bir yıl 8.760 saattir. Zaman sabittir, kimisi için hızlı kimisi için yavaş akmaz.

Bir sonraki yazımızda zamanı efektif kullanabilmeniz için bazı ipuçları vereceğiz. Bizi izlemeye devam edin.


“Zaman nedir?” için 3 cevap

  1. zaman dünyadanın kendi etrafında dönmesidir.zaman dünya döndükçe oluşan bir evredir.dünyanın durduğunu düşünün zaman diye birşey olur mu?zaman sadece dünyadan ibarettir.teşekkürler bu yazınız için..

  2. Zamanı acıklamakla ilgili deney varmı çünkü herşeyın acıklMası olduğu gibi ,zamanındA mantıklı bır acıklaması olmalıdır

  3. zaman isiktan da hizli olan mefhumdur.isik evrenin heryerinde ayni seyredeken ömür denen kisitli zaman sonsuzluga gore isigin kendi exponansiyelindende hizlidir.bir parlama ve andan ibarettir.bu yuzden isiga degil zamana ant edilir..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.